Yargıtay 21. Ceza Dairesi, 10.02.2016 tarih, 2015/5895 E., 2016/1057 K.Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle;Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde daha az cezayı gerektiren hal olarak düzenlenen 5237 sayılı TCK’nun 211. maddesinin uygulanabilmesi için failin gerçek olan bir olayın kanıtlanmasını sağlamak amacıyla hareket etmiş olması gereklidir. Kanıtlanmak istenen olayın doğruluğu veya gerçekliği koşul olmayıp, failin iyi niyetle bu olayın doğruluğuna inanmasının yeterli olması nedeniyle, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenebilmesi ve 5237 sayılı TCK'nun 211. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağının tespiti açısından, adına mahkeme kararı düzenlenen ....'ın tapuda annesinin isminin yanlış yazılmasıyla ilgili 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden karar aldığını belirtmesi ve adına karar düzenlenen diğer kişi olan ... da dedesinin soyadının yanlış yazıldığını bildirmiş olması karşısında, söz konusu durumların araştırılarak tapuda böyle bir yanlışlığın olup olmadığı tespit edildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine yazılı şekilde karar verilmesi . T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.
“765 sayılı TCK’nun 347. (5237 sayılı TCK’nun 211) maddesindeki hafifletici nedenin uygulanabilmesi için fail gerçek olan bir olayın kanıtlanmasını sağlamak amacıyla hareket etmiş olmalı, kanıtlanmak istenen olayın doğruluğu veya gerçekliği koşul olmayıp, failin iyi niyetle bu olayın doğruluğuna inanması yeterlidir.” Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 22.12.2015 tarih, 2015/8662 E., 2015/32073 K.
“Sanığın destekleme alabilmek için başvurduğu belgeler arasında yer alan suça konu arazi bilgileri formlarında; arazi ve ekilen ürün miktarı yönünden herhangi bir sahtecilik tespitinde bulunulmaması karşısında; belgelerdeki aza adına atılan ve diğer imzalardaki sahtecilik eylemlerinde, gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla sahtecilik yapılması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nun 211. maddesi hükmünün uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi…” Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 12.10.2016 tarih, 2015/3221 E., 2016/6901 K.; Aynı yönde Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 14.11.2011 tarih, 2008/7804 E., 2011/21509 K.; Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 07.02.2018 tarih, 2017/4125 E., 2018/1018 K.; Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 07.03.2013 tarih, 2012/125 E., 2013/3814 K
“Sanığın, katılandan alacaklı olduğunun iddia ve kabul olunması karşısında, eylemin 5237 sayılı TCK’nın 211. maddesindeki ‘bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla resmi belgede sahtecilik’ suçunu oluşturup oluşturmayacağı karar yerinde tartışıldıktan sonra, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,..” Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 18.01.2018 tarih, 2017/4631 E., 2018/441 K.; Aynı yönde Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 05.02.2018 tarih, 2017/4575 E., 2018/845 K..