Yağma suçunda taşınır mal mağdurun rızası dışında alınmaktadır.
Yağma suçunda taşınır mal mağdurun rızası dışında alınmaktadır . 148. madde gerekçesi gayet açıktır. “Hırsızlık suçunda olduğu gibi, yağma suçunda da taşınır malın alınmasıyla ilgili olarak zilyedinin rızasının bulunmaması gerekir”. Bu sebeple rıza ile mal alındıktan sonra bunu geri almak isteyen kişiye karşı cebir veya tehdit uygulanması durumunda yağma suçunun oluşmayacağı; rıza ile alınan malı iade etmemek için cebir veya tehdide başvurulması durumunda güveni kötüye kullanma ve tehdit suçlarının oluşacağı kanaatindeyiz. Yargıtay’ın konu ile ilgili vermiş olduğu kararlar istikrar göstermemektedir.
“…katılan ve sanık daha önceden birbirlerini tanımaktadır. Suç tarihinde sanık, “Kanka neredesin?” diye mesaj atarak katılanı çağırmış; katılan da arkadaşı tanık M…'le birlikte kararlaştırdıkları yere gitmiş ve sanıkla buluşmuştur. Bu esnada sanık, katılandan telefonunu istemiş, o da rızası ile vermiştir. Tanık M…'in yanlarından ayrılmasından sonra gittikleri tanık F…'ın dükkanında; katılan, sanıktan telefonunu geri istemiş; sanık, katılanın arkasından konuştuğunu ileri sürerek işyerinin çekmesinde bulunan ve ekspertiz raporuna göre ilk bakışta ateşli bir silahtan ayırt edilmesi zor olan, iğfal kabiliyetini haiz silahı alıp katılana doğrultarak, “Seni öldürürüm” demiştir. Bu sırada dışarıda olan dükkan sahibi tanık F içeriye girmiş ve katılanı telefonunu vermesi için sanığa yalvarırken görmüş; sanık, katılana, “Çek git, seni vururum” diyerek eylemini sürdürmüş; katılanın dükkandan ayrılmasından sonra arkasından yetişen tanık F, sanıktan aldığı telefon kartını katılana vermişse de cep telefonu sanıkta kalmış; mahallesine giden katılan, olayı tanık M…'e anlatmış ve karakola giderek şikâyetçi olmuştur…Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: I- Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir… II- Sanık hakkında güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir… ”, (Yargıtay 6. CD, T. 14.9.2015, E. 2013/13328, K. 2015/43116)
“…sanık ile katılan ...'nın olay tarihinden önce tanıştıkları, olay tarihinde sanığın katılanı arayarak buluştuğu, birlikte katılanın evine gittikleri, sonrasında sanığın katılandan para istemesi üzerine katılanın cüzdanındaki 5 TL yi sanığa verdiği, sonrasında sanığın katılanın cep telefonunu isteyerek taksi çağırdığı, telefonu kapattıktan sonra ise telefonu iade etmediği, katılanın istemesi üzerine ölümle tehditte bulunduğu ve evden çıkarak gittiği, katılanın da telefonu almak için evden çıkarak sanığı takip ettiği, 50 TL verip telefonu almayı teklif ettiği, sanığın katılanın vermiş olduğu 50 TL yi alarak, kalan borcunun 400 TL olduğunu, parayı getirdiğinde telefonu vereceğini söyleyerek telefonu iade etmeden uzaklaşması şeklindeki eyleminde; sanığın evde iken katılandan taksi çağıracağını söyleyerek telefonu aldığı ve sonrasında iade etmediği, telefonu aldığı sırada herhangi bir tehdit veya cebir niteliğinde bir eyleminin olmadığı, sonrasında katılanın telefonu istemesi üzerine tehditlerde bulunduğu anlaşılmakla, sanığın eyleminin güveni kötüye kullanma ve tehdit suçlarını oluşturması nedeniyle tebliğnamedeki yağma suçunun oluştuğuna yönelik bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiş olup…”, (Yargıtay 15. CD, T. 23.10.2018, E. 2015/13249, K. 2018/7043, )
“…sanıklar ... ve ... hakkında güveni kötüye kullanma suçundan verilen hükmün temyiz incelemesinde; Oluş ve kabule göre; olay günü mağdur ile arkadaşı Mert'in saat:19.30 sıralarında İtfaiye Grup Başkanlığı önünde merdivenlerde birlikte oturduğu sırada, yanlarına sanıklar Bahtiyar ile Özkan'ın geldiği, sanık ...'ın mağdur Emirhan'dan sim kartını takıp kullanmak üzere cep telefonunu istediği, mağdurun da görüşme yapmak üzere cep telefonunu Bahtiyar'a verdiği bir süre sonra mağdurun, cep telefonunu Bahtiyar'dan istemesine rağmen vermediği, sanıklar ile birlikte mağdurun da yaya olarak yürüdükleri sırada sanık ...'ın cebinden sustalı denilen bıçağı çıkartarak sanık ...'a göstererek "bak bu emaneti yeni aldım daha siftah yapmadım" dediği, sanık ...'ın da cebindeki sustalı çakıyı sanık ...'a göstererek "bak bende de bu var" dediği, sanıkların birlikte sustalı tabir edilen bıçağı mağdura göstermek suretiyle, tehdit ederek cep telefonunu alıp olay yerinden uzaklaştığının anlaşılması karşısında; eylemin bir bütün halinde yağma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, vasıflandırmada yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiş…”, (Yargıtay 6. CD, T. 28.2.2018, E. 2014/14652, K. 2018/1555, )