ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Ortaklar, yine oybirliği ile alacakları bir kararla elbirliği mülkiyetine tabi malın yönetimini seçecekleri bir temsilciye bırakabilirler

Yarg. 14. HD., 2011/2842 E., 2011/3532 K., 21.03.2011 T

-YARGITAY İLAMI-

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 28.04.2008 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08.04.2010 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili ve davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

- KARAR -

Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Hükmü davacılar vekili ve davalı temyiz etmiştir.

1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2- Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.

Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m. 701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez.

Eldeki davada; davalının murisi Raziye Gözükara 14.05.1984 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 87 parsel sayılı taşınmazda kendi murisi Fatma Ünal’ın 2/8 payından intikal edecek olan miras payı ile kendisine ait 3/8 payını davacıların murisi Ali Özden’e satmayı vaat etmiştir. Mahkemece davalının murisine ait 3/8 payın tesciline karar verilmiş, fakat murisinden intikal eden 2/8 paydaki elbirliği mülkiyeti devam ettiğinden ifa imkânsızlığı bulunduğu gerekçesi ile bu kısım yönünden istemin reddine karar verilmiştir.

Dosyaya sunulan veraset ilamına ve mirasçılara intikal eden elbirliği paylarını gösteren tapu kaydına göre davacılar ile davalı, Fatma Ünal’ın mirasçılarıdır. Davacılar terekeye dâhil olduklarından terekedeki mirasçıların diğer mirasçılara yaptığı satışlar geçerlidir. Diğer bir deyişle elbirliği ortaklığına tabi taşınmazda ortaklar arasındaki temliki tasarruflar geçerli olup, mülkiyet durumunda bir değişiklik de olmayacağından sözleşmenin ifa olanağı vardır. Belirtilen nedenle davanın kabulüne davalının veraset ilamında belirtilen oranda payının iptali ile davacılar adına payları oranında tesciline karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 21.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.