“Mirasbırakan tarafından düzenlenen davaya konu vasiyetname okuryazarlara ilişkin vasiyetname şeklinde düzenlenmiştir (TMK. md.533). Toplanan deliller ile mahkemenin de kabulünde olduğu gibi vasiyetçinin okuryazar olmadığı anlaşılmaktadır. Vasiyetnamede tanıkların ‘… vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu…’ tevsik eden beyanları yoktur. Bu beyanın yokluğu vasiyetnameyi geçersiz kılar. Vasiyetname Türk Medeni Kanununun 535. maddesindeki şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmemiştir. Vasiyetnamede tanık olarak dinlenen İsmail D… ve Hamza T…’ün mahkeme huzurunda verdikleri senet içeriğine aykırı sözlerine değer verilemez. Mahkemece davanın kabulü ile vasiyetnamenin iptaline karar vermek gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” Y. 2.HD. 01.10.2009 tarih ve 2008/11239 E. - 2009/16504 K. (UYAP); “Dava konusu vasiyetnamede vasiyetçi okuyup yazma bilmediği için şahitlerin vasiyetnamenin noter tarafından huzurlarında vasiyetçiye okunduğunu ve vasiyetname altına tahrir ve imza etmeleri Medeni Kanunun 482. maddesi açık hükmü icabından olduğu halde vasiyetnamede bu lüzuma riayet edilmemiş olmasına ve vasiyet şekle bağlı akitlerden olduğundan vasiyetin yapıldığı sırada kanun emri olan bütün şekil icaplarının yerine getirilmesi icap edip vaktinde yapılmamış olan şekil noksanının sonradan dinlenen şahitle ikmali caiz bulunmamış olduğuna göre hususi dairenin bozma kararı varit ve uyulmak gerekli iken yazılı düşüncelerle eski hükümde ısrar edilmesi yolsuzdur.” Y. HGK. 05.12.1951 tarih ve 2/110 E. - 133 K.
