ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Sanık çocuğunu doğum yaptığı hastane bahçesinde bekleyen tanığa bırakıp, geleceğini söyleyerek gitmiştir. sanığın muhafaza görevinden kurtulma amacı ve niyetiyle değil daha iyi bakılabileceği düşüncesi ile çocuğunu bir başkasına bıraktığı

Yargıtay hem eylemde kendi başına terk halinin bulunmadığı, hem de sanığın muhafaza görevinden kurtulma amacı ve niyetiyle değil daha iyi bakılabileceği düşüncesi ile çocuğunu bir başkasına bıraktığı, dolayısıyla terk suçunun unsurlarının oluşmadığına karar vermiştir. Böylece daha iyi bakılabileceği düşüncesiyle çocuğun başkasına bırakılmasının çocuğu terk suçunu oluşturmayacağı vurgulanmıştır. Ancak belirtmek gerekir ki, karar oy çokluğuyla alınmıştır. Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım kurul üyeleri, sanığın bakmakla yükümlü olduğu çocuğu bir başkasına bırakıp gitmesi eyleminde terk suçunun oluştuğu görüşüyle oy kullanmışlardır.

Bu olayda öncelikle Fatih 5. Asliye Ceza Mahkemesi terk suçundan mahkumiyete hükmetmiştir. Sonrasında karar Yargıtay 8. Dairesince, kendi başına terk eyleminden söz edilemeyeceği nedeniyle oy çokluğuyla bozulmuştur. Ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı; “…çocuğu kasten kendi başına terk suçunu işlemiştir. Çocuğu terk ettiği yerin meskûn bulunması suçu ortadan kaldırmaz. Kaldı ki aynı yasanın 474/1. Maddesi “terk olunan mahalin insandan hali bulunması” cezanın artırım sebebi olarak gösterilmiştir. Bu hüküm dahi meskûn mahal de olsa yasada belirtilen kişiyi kasten kendi başına terkin suç olduğunu göstermektedir.” gerekçesiyle itiraz yasa yoluna başvurmuştur. Son olarak dosya önüne gelen Ceza Genel Kurulu; “İnceleme konusu somut olayda, ilk evliliğinden olan iki çocuğuyla birlikte üvey babası ve annesiyle birlikte yaşayan sanık A., 1.4.2000 günü, Haseki Hastanesi’nde doğurduğu kız çocuğunu, gayri meşru olması ve üvey babasının çocuğu doğurduğu takdirde annesini boşayacağı ve eve almayacağı tehditleri üzerine, bu korku ve çocuğuna daha iyi bakılabileceği düşüncesi ile hastaneden taburcu edildiği 6.4.2000 günü, tahlil için sıra bekleyen tanık S. İsimli bayana, tuvalete gideceğinden bahisle bırakıp gittiği, sanığın uzun süre gelmemesi üzerine, durumdan kuşkulanan tanığın hastane polisine başvurduğu, yapılan araştırmada çocuğun A.’a ait olduğunun saptandığı, eylemde kendi başına terk hali bulunmadığı gibi, sanığın muhafaza görevinden kurtulmak maksat ve niyetiyle değil, daha iyi bakılabileceği düşüncesi ile çocuğunu bir başkasına bıraktığı, atılı suçun öğeleri itibariyle oluşmadığı anlaşılmaktadır.” diyerek itirazın reddine karar vermiştir. Yargıtay CGK 01.10.2002, E: 2002/8-208, K:2002/337