ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Sırf mağdurun normalden fazla ürkek olması nedeniyle, malı teslim etmeye veya alınmasına yöneltmişse, yağma değil; hırsızlık suçu oluşur.

Sırf mağdurun normalden fazla ürkek olması nedeniyle, malı teslim etmeye veya alınmasına yöneltmişse, yağma değil; hırsızlık suçu oluşur.

“Katılanın, 12.05.2011 tarihinde ikametine gittiği sırada bahçenin girişinde elinde bulunan poşetteki maddeyi koklayan sanıkla karşılaştığı, sanığın arkasından hızlıca gelerek sağ eli cebinde bulunur vaziyette ‘Ne var’ diye sorduğu, bunun üzerine katılanın cebindeki müzik çaları, sanığın ‘Başka ne var’ diye sorduğunda ise cep telefonunu verdiği olayda; sanığın, müzik çalar ve cep telefonunu almak için katılana yönelik cebir kullanmamasına, ayrıca katılanın hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit içeren bir söz sarf etmemesine rağmen katılanın, kendisinden yaşça büyük, bir eli cebinde olan ve diğer elindeki poşette bulunan maddeyi koklayan sanıktan, orantısız şekilde etkilenip, sanığın cebinde silah olduğunu ve kendisine zarar verebileceğini düşünerek müzik çalarını ve cep telefonunu sanığa verdiğinin anlaşılması ve yağma suçunun düzenlendiği TCK’nın 148. maddesinin gerekçesinde de ‘…Sırf mağdurun normalden fazla ürkek olması nedeniyle, malı teslim etmeye veya alınmasına yöneltmişse, yağma suçundan söz edilemez ve fiilin hırsızlık olarak nitelendirilmesi gerekir.’ şeklinde açıklamanın bulunması karşısında; sanığın eyleminin, yağma suçunun oluşması için gereken tehdit veya cebir unsurlarını içermediği, sanığın elinde bulunan baliyi koklamasının tek başına katılanın vücut dokunulmazlığına yönelik tehdit olarak değerlendirilemeyeceği, ancak sanığın, katılana ait cep telefonu ve müzik çaları onun rızası dışında alması eyleminin bir bütün halinde hırsızlık suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir. Bu itibarla, Yerel Mahkeme direnme kararına konu hükmün, sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir” YCGK, 13.11.2018, E. 2017/6-1175, K. 2018/518