Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 27/03/2017 tarih ve 2014/20168 E., 2017/3048 K. sayılı kararı
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen ........2017 Salı günü davalı taraftan gelen olmadı. Davacılar vekili Av. ... ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, dava değerini ....000 TL göstererek, sürücü sigortalı murisin kusurlu olarak iki taraflı trafik kazası sonucu vefat ettiğini, murisin müvekkillerinin eşi ve babaları olduğunu, müvekkillerinin destekten yoksun kaldığını, murisin kuyumculuk yaptığını beyanla, belirsiz alacak davası olarak belirlenecek maddi tazminatın davalıdan temerrüt tarihinden işleyecek temerrüt faiziyle tahsilini talep etmiş, bedel artırım dilekçesiyle taleplerini davacı eş .... için 106.729,00 TL, ... ... için ....014,00 TL, ... ... için ....574,00 TL, ... ... için ....059,00 TL, ... ... için 39.624,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, sürücü sigortalı muris kusurlu olduğundan davacıların tazminat hakkı olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabülüne, ... lehine 106.729,00 TL'nin; ... lehine ....014,00 TL'nin; ... lehine ....574,00 TL'nin ... ....
Bozaslan lehine ....059,00 TL'nin; ... lehine 39.624,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... şirketinden alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
...-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmasına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı ... şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı ... şirketi sorumlu olacağına (HGK'nun ........2011 gün ve 2011/...-142 esas-411 karar, HGK'nun ........2012 gün 2011/...-787 esas 2012/92 karar sayılı, HGK'nun ........2013 gün ve 2012/...-1491 esas,2013/74 karar sayılı, HGK'nun ........2015 gün ve 2014/...-691 Esas- 2015/2626 Karar sayılı ilamları uyarınca) göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
...-Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanununun 45/II. (6098 sayılı TBK m. 53) maddesinde düzenlenmiş olup "Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir." şeklinde hükme bağlanmıştır. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK'nın 45/II. (6098 sayılı TBK m. 53) maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunun yanında amaç zarar görenin malvarlığındaki eksilmeyi gidermek olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların da zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi halde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar görenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağı tanımaktır.
Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Davacının maruz kaldığı destekten yoksun kalma zararının belirlenebilmesi için desteğin son gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerekir.
Zira desteğin vefatı ile sahip olduğu malvarlığı mirasçılarına intikal etmektedir. Bu nedenle desteğin sağlığında gelir elde ettiği taşınmazlar, işyerleri, dükkanlar, tarım arazileri, büyükbaş, küçükbaş ve kümes hayvanları gibi ticari müessese ve tarımsal işletmeleri de mirasçılarına intikal etmektedir. İntikal eden ticari faaliyet ve tarımsal işletme varlıklarının mirasçılar tarafından kullanılması neticesinde gelir elde edilebileceğinden artık destekten yoksun kalma zararı hesaplanırken bu durumun da nazara alınması gerekmektedir. Bu nedenle desteğin vefatından önceki geliri tespit edilirken, söz konusu ticari faaliyet veya tarımsal işletmenin devamı için desteğin sağlığında yapmış olduğu kişisel katkısının belirlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda mahkemece murisin elde ettiği gelirin belirlenmesi için yapılan araştırma yeterli değildir. Muris vefatından önce kuyumculuk yapmaktadır, tanık beyanlarına göre dükkanında ortalama ...-... kg. altını vardır. ... ... Odası’ndan gelen yazı cevabına göre yaklaşık ...-... kg. altını olan bir kuyumcunun gelirinin ortalama ....000 TL (asgari ücretin ...,... katı) olduğu belirtilmiş, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda bu yazı cevabına göre hesaplama yapılmıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Yukarıdaki açıklamalara uygun olmayan kriterlerle gelir
tespit edilmiştir. ... bu gibi durumlarda, desteğin kişisel yetenek ve emeğinin çalıştırdığı işyerine katkısı belirlenmeli ve bu miktar üzerinden destekten yoksunluk zararı belirlenmelidir. O halde mahkemece yapılması gereken iş, anılan ve miras yoluyla davacılara geçen kuyumcu dükkanında kazanılan gelirin elde edilmesinde desteğin kişisel katkısının belirlenip bu miktar üzerinden destek zararının hesaplattırılması iken, yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
...-Kabule göre de; çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasında esas ücrete dahil edilemez.
Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda pasif dönemde muris için asgari ücretin esas alındığı ancak asgari geçim indiriminin dahil edildiği anlaşılmaktadır. Pasif dönem zararının, asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğinden, mahkemece aynı bilirkişiden bu yönde ek rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (...) ve (...) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin
temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine ....03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.