ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Yargıtay, elbirliği mülkiyetine tabi mala ilişkin olarak yapılan pay satış vaadi sözleşmesine dayanılarak tapu iptal ve pay tescili talebi ile açılan davanın satış işlemini tedbiren durdurmayacağı kanısındadır

Yargıtay, elbirliği mülkiyetine tabi mala ilişkin olarak yapılan pay satış vaadi sözleşmesine dayanılarak tapu iptal ve pay tescili talebi ile açılan davanın satış işlemini tedbiren durdurmayacağı kanısındadır.

Yarg. 14. HD., 2003/4013 E., 2003/4811 K

Davacı tarafından, davalılar aleyhine 8.8.2002 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.10.2002 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, 295 parsel sayılı taşınmazda davalıların miras bırakanı Ahmet Pile'den davalılara intikal eden miras payını noterde 22.2.1985 tarihinde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını ileri sürerek tapu iptali ve pay tescili ile tedbiren çekişmeli taşınmazın ortaklığın giderilmesi davası sonucunda verilen satış kararının infazının durdurulmasını istemiştir.

Mahkemece, satışı vaad edilen payın iştirak halinde olduğu, iştirak çözülmeden satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bulunmadığı gerekçesi ile satışın durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir.

Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve karara dayanak yapılan yasal gerekçelere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Satış vaadi sözleşmesi ile satışı vaad edilen pay iştirak halindedir. Davacı da iştirakçiler arasında bulunmamaktadır. İştirak halindeki bir mülkte, iştirakçi paydaşın payını iştirakin dışındaki bir kişiye satış taahhüdü geçerli ise de, tarafına iştirak çözüldüğünde ifa olanağıverir. Bu itibarla, davanın satış vaadi sözleşmesinin henüz ifa olanağı doğmadığından reddi gerekir. Mahkemece, iştirak hali devam ettiğinden, davanın reddi gerektiği kararın gerekçesinde belirttiği halde, hüküm fıkrasında bu husus yazılmadan, davacının tedbir talebiolansatışın durdurulması talebinin reddine karar verilmesi hatalı olmuş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HUMK.nun 438/VII. Maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.

SONUÇ: Yukarıda (1) bentte yazılı nedenlerle; davacının diğer temyiz itirazlarının reddine (2) bentte açıklanan nedenle mahkeme kararının hüküm fıkrasının 1. bendinin tümüyle hükümden çıkarılmasına, yerine "satış vaadi sözleşmesinin henüz ifa olanağı doğmadığından davanın REDDİNE..." tümcesinin yazılmasına, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, peşin yatırılan harcın mahsubuna, 10.6.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.