ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Ana-Baba Açısından Bakım İhtiyacı Süresi -Çocuğun Farazi Destek Olması Durumunda

Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 20/03/1986 tarih ve 1986/1585 E., 1986/2553 K. sayılı kararında trafik kazasından doğan maddi tazminat istemine ilişkin bir davada davacı Ahmet ve Huriye, davalının sebebiyet verdiği trafik kazası sonunda oğulları 17 yaşındaki Mustafa`yı yitirdikten bahisle toplam 1.200.000 lira destek tazminatına hükmedilmesini istemişlerdir. Mahkeme davacıların sahip bulundukları malŒ imkan bakımından müteveffanın desteğine ihtiyaç duymayacakları gerekçesiyle istemin reddine karar vermiştir. Bilindiği gibi "destekten yoksun kalma" kavramı, ölümle sonuçlanan ve haksız eylemden doğan "zarar"ın bir türünü ifade eder. Genel anlamda zarar ise, bir kimsenin isteği dışında mal varlığında meydana gelen azalmadır. Bu azalma, mevcudun azalması tarzında olabildiği gibi, onun çoğalmasına engel olma şeklinde de olabilir ve derhal gerçekleşeceği gibi, haksız eylemin gerçekleşmesinden kısa ya da uzun bir süre sonra da meydana gelebilir. BK.nun 45. maddesi anlamında "desek" kavramı, hukuki bir ilişkiyi (yasa veya sözleşme) değil, fiili durumu amaçlar. Yasadan veya sözleşmeden doğan bir "bakma yükümlülüğü" bulunmasa dahi, fiilen ve düzenli biçimde yardım eden ve olayların normal akışına göre eğer ölüm vuku bulmasa idi az çok yakın gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse, destek sayılır. Bunlardan ilkine "gerçek destek" ikincisine "farazi destek" denir. Bakım ihtiyacı ise, davacının zaruret ve sefalet haline düşmesini değil, sosyal seviyesine uygun olan hayat tarzını devam ettirmek için gerekli imkanlardan yoksun kalmasına ifade eder. Ölüm meydana gelmese idi, yakın veya uzak bir süre içinde ölenin yardımından faydalanması kuvvetle muhtemel bulunan kimselerin de maddi tazminat isteyebileceğini kabul etmek gerekir. Destek zararın kapsamını belirlemede etken olan unsurlardan birisi de, ölenin "bakma gücüne" sahip olmasıdır. Gerçek desteğin, sahip bulunduğu veya sahip olacağı maaş imkanlarıyla, destekten yoksun kalana sağlığında temin ettiği veya edeceği; farazi desteğin ise gelecekte sağlayabileceği yardımlar gözönünde bulundurulmalıdır. Zararı oluşturan bu yardımların tespitinde, belli zamanlarda verilen veya ilerde verilmesi muhakkak olan mutat hediyeleri ve "hizmet" şeklinde yapılan yardımları da dikkate almak lazımdır. Desteğin yardımının yalnız parasal nitelikte bulunmasında zorunluk yoktur. Çünkü, ölenin hizmet edebilme güç ve kabiliyeti de para ile ifadesi mümkün olan imkan teşkil eder. MK.nun 6. maddesi hükmünce, bu davalarda ispat yükü kural olarak davacıya düşer. Ne var ki genel yaşam deneyimlerine ve yaşamın olağan akışına dayanan kişi, artık iddiasını ispatla yükümlü değildir. ölen çocuğun, gelecekte ana-babasına bakacağı yaşamın ve olayların normal akışı içinde beklenebiliyorsa, çocuk onlar için destektir ( YHGK., 21.4.1982 gün E. 1528, K.412 ). Ana ve babanın çocukları kaç tane olursa olsun, maddi durumları ne derecede bulunursa bulunsun, hatta gelecekleri, müesseselerce garanti altına alınmış bile olsa, bir gün zarurete düşüp düşmeyecekleri, çocuklarına muhtaç olmayacakları önceden kestirilemez. Fakat onların ileride çocuklarının maddi desteğine muhtaç olabileceklerinin kabulü, hayatın olağan akışına uygun olur. O halde küçük yaşta ölen çocuk dahi, ana - babasının farazi (varsayım) bir desteği olarak kabul edilmelidir. O halde, destek tazminatı istemine ilişkin bir uyuşmazlığın sağlıklı biçimde çözümlenebilmesi için, ölenin bakım yükümlülüğünün hukuki kaynağının, ölümden önce sahip olduğu veya gelecekte sahip olabileceği bakım gücünün, yapmakta olduğu veya yapabileceği yardımın mahiyet ve derecesinin, desteğini yitirenin de halen içinde bulunduğu ihtiyaç durumu ile gelecekte düşebileceği ihtiyaç durumunun titizlikle araştırılması ve saptanması gerektiğine hükmedilmiştir