ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Yargıtay bir kararında davalının, davacıların kızının ırzına geçtiği ve kızın bu yüzden intihar ettiği gerekçesine dayanılarak açılan maddi ve manevi tazminat davasında davacıların, arada illiyet bağı bulunmadığından davayı reddetmiştir.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 16/02/1998 tarih ve 1997/8707 E., 1998/444 K. sayılı ilamı

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı toplam 150.000.000 lira maddi ve manevi tazminatın davalıdan alınarak davacılara ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği görüşüldü.

Dava, haksız eylemden kaynaklanan tazminata ilişkindir.

Davalı, davacıların kızlarının ırzına geçmesi dolayısıyla ceza mahkemesince cezalandırılmıştır. Olayın vahameti dolayısıyla davacılar kızlarının bu yüzden intihar ettiğini ileri sürerek manevi tazminat ve destekten yoksun kalma tazminatı istemişlerdir.

Davalının ceza mahkemesince belirtilen eylemi aileye yönelik olduğundan TCK’nin 38. maddesi uyarınca davacılar lehine manevi tazminat isteme hakları doğmuştur.

Destekten yoksun kalma tazminatına gelince; maddi tazminatın istenebilmesi uygun illiyet bağının kurulması ile olanak içine girer. Nedensellik (uygun illiyet bağı) deyim olarak, somut olayda gerçekleşen türden bir sonucu, olayların olağan akışına ve yaşam deneyimlerine göre mahiyeti ve eğilimiyle oluşturmaya genel olarak elverişli olan ya da bu türden bir sonucu gerçekleştirme olasılığını nesnel olarak artırmış bulunan zorunlu koşuldur HGK.nun (24/06/1964 gün ve 4/508-481 sayılı) kararlarında da belirlendiği üzere Yargıtay’ın kökleşmiş inançlarına göre bir olay yaşamdaki genel deneyimlere ve olayların doğal akışına göre öteki olayı oluşturmaya elverişli bulunur, başka bir söyleşiyle olayın ortaya çıkması görünüşteki öteki oluşumu kolaylaştırmış bulunursa ilk olay, uygun neden ve sonuç ölçüsüne göre ikincisinin nedeni sayılır.

intihar somut olayda gerçekleşen türden bir olayla objektif olarak bağlantılı bulunmadığına göre davacılar ölüm nedeni ile destekten yoksunluk tazminatı isteyemezler. Öyleyse an ilan kaleme yönelik istek reddedilmelidir.

Öte yandan, ırza geçme eylemi dolayısıyla takdir edilen manevi tazminat tutarları esasen ılımlıdır. Davacıların istekleri bu olay nedeniyle haklidir. Şu durum karşısında manevi tazminat bölümü için yerel mahkeme kararının gerekçesinin HUMK.nun 438/9. maddesi uyarınca değiştirilmesi gerekmiştir.

Sonuç : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin bölümünün (BOZULMASINA) manevi tazminata ilişkin karar bölümünün ise açıklanan nedenle gerekçesinin değiştirilerek (ONANMASINA) ve onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 16.02.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi