ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

fail, gerçek olmayan bir durumu basın organında haber ya da reklam olarak yayınlatmak ve bunu mağduru aldatmada kullanmak suretiyle icra ettiği dolandırma eyleminde basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmaktadır.

Gazeteye verilen ilanın sadece sanığa ulaşılmasına yardımcı olduğu, şikâyetçinin aldanmasında ve hileli hareketlerin gerçekleştirilmesinde kolaylık sağlamadığı takdirde TCK’nın 158/1–g maddesinin varlığından söz edilemez. Yine şikâyetçinin basit bir araştırmayla gerçeği öğrenebileceği durumda, dolandırıcılığın nitelikli halinden bahsedilemez. Gazetede münhasıran ilan verilmesi yeterli olmayıp, ilanında hileli hareketlerin gerçekleştirilmesinde tarafların aldatılmasında etkisinin bulunması gerekir. Gazetede sahibinden satılık eşya ilanında, eşya tanıtılmadan soyut bir bilgilendirme üzerine verilen telefondan yapılan arama ile gelişen aldatmada, gazeteye verilen ilanın failin sadece şikayetçiye ulaşmasına yardımcı olduğu, hileli hareketlerin gerçekleştirilmesi ve şikayetçinin aldatılmasında bir kolaylık sağlamadığı hallerde, “basit dolandırıcılık”, ilanda eşya gerçeğine aykırı olarak tanımlanıp, orjinalinden daha ucuza gösteriliyorsa, teşhir ve gösterim üzerine mağdur yanıltılmışsa nitelikli dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır. Sanığın, 15/03/2007 tarihli Hürriyet gazetesine gerçekte böyle bir araca sahip olmadığı halde “acilen satılık 2007 model Golf TDİ 44.000 YTL” şeklinde ilan verdiği, piyasa değerinin çok altında olan bu ilanla ilgili olarak katılanın aynı gün telefonla sanığı aradığı, pazarlık yaptığı ve 40.000 TL’ye anlaştığı, sanığın, aracın başkasına satışını önlemek için katılandan 1.000 TL kapora istediği, katılanın da talep edilen 1.000 TL’yi aynı gün sanığa ait Akbank Yeşiltepe Şubesi’ndeki hesaba havale ettiği, aracı teslim almak üzere İstanbul’dan Ankara’ya gelmek isteyen katılanın bir daha sanığa ulaşamadığı ve sanığın bu şekilde nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda; Dolandırıcılık suçunda unsur olan hilenin kullanılmasından sonra, paranın banka aracılığı ile sanığa gönderilmesi eyleminde, hilenin gerçekleşmesinde ödeme aracı durumunda bulunan bankanın rolünün bulunmadığı dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesi kapsamında bankanın araç olarak kullanılması suçunun oluşmayacağı, aynı zamanda gazete ilanının da suçun işlenmesini kolaylaştırmadığı ve hileli hareketlerin gerçekleştirilmesinde veya katılanın dolandırılmasında etkili olmadığı, katılanın gazete ilanına güvenerek sanığa para göndermesinden söz edilemeyeceğinden; sanığın eyleminin, aynı yasanın 157/1. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında aynı yasanın 158/1-f, g, son maddesi uyarınca hüküm kurulması” Yargıtay 15. Ceza Dairesi 18/09/2013 gün ve 2012/197E. , 2013/13544K. sayılı kararı 

“Sanığın gazetelere araç satış ilanları vererek, kendisini telefonla arayan müşteki ve katılanlardan, kaparo adı altında banka hesabına havale yaptırmak suretiyle para almaktan ibaret eylemlerinin, bankanın münhasıran ödeme aracı olduğu ve gazete ilanlarının da hileli hareketlerin gerçekleştirilmesi, müşteki ve katılanların aldatılmasında etkisinin bulunmadığı cihetle “basit dolandırıcılık” suçlarını oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde 5237 sayılı TCK’'nın 158/f-g ve son maddeleri uyarınca hükümler kurulması bozma nedeni yapılmıştır.” Yargıtay 11. Ceza Dairesi 17/11/2009 gün ve 2009/17151E. , 2009/14287K.

Yargıtay bir kararında özetle; katılanın, bir gazetenin ilan sayfasında marka bir aracın satış ilanını görmesi üzerine araç sahibi sanığı aradığı, 5.500 TL karşılığında anlaştıkları, bu paranın 3.500 TL’sini sanığın banka hesabına gönderdiği, daha sonra aracı almak için sanığın verdiği adrese gittiğinde sanığı bulamadığı, sanığa tekrar telefon açtığında 500 TL para istemesi üzerine bunu vermeyeceğini, aracı teslim etmesi halinde kalan 1.500 TL’yi ödeyeceğini söylediği, ancak bundan sonra sanığa ulaşamadığı olayda; sanığın verdiği ilanın değerlendirilmesi ve aldatıcılık özelliği olan cümleler bulunup bulunmadığının tespit edilmesini vurgulayarak, “hilenin varlığı halinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-g maddesinde düzenlenen basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturacağı; ilanda hile bulunmayıp, sadece haber verme şeklinde ise aldatıcılık özelliği sadece şahıslarla birebir konuşma sırasında oluşmuşsa, eylemin aynı kanunun 157.maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık kapsamında olacağı” nı belirtmiştir. Yargıtay 15.Ceza Dairesi 02/11/2015 gün ve 2015/30609.​​​​​​​

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 25.09.2018 gün ve 2015/8739E ile 2018/5953K. sayılı kararında; “Sanığın, "sahibinden.com" adlı internet sitesinde satılık Nokia N8 cep telefonu ilanı yayınladığı, bu ilanı görerek kendisini arayan katılan ile telefonun satışı hususunda 400 TL'ye anlaştıkları, katılanın anlaştıkları bedeli banka havalesi ile sanığın İş bankası hesabına gönderdiği, sanığın bu parayı İstanbul Kaynarca'daki bir bankamatikten çektiği fakat telefonu göndermediği olayda; hilenin basın ve yayın organları kanalı ile değil sanığın internet sitesine verdiği sahte ilanı görüp katılanın ilana inanarak iletişime geçmesi sureti ile gerçekleşip, bu ilana inanan katılanın 400TL göndermiş olduğu anlaşılmakla, eylemin TCK 158/1-f maddesinde düzenlenen bilişim sistemi aracı kılınarak dolandırıcılık suçunu oluşturmasına karşın vasıfta hataya düşülerek TCK 158/1-g maddesinde düzenlenen basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanarak dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması kanuna aykırı olup” şeklinde hüküm tesis etmiştir. Yine benzer şekilde Yargıtay 23. Ceza Dairesi de 28.12.2016 gün ve 2015/13076E. , 2016/11226K. sayılı kararında, “Katılanın, "......com" isimli internet sitesinden ....plakalı bir araç görüp beğendiği, daha sonra aracı almak için ilanı veren sanığı aradığı, sanığın 1.000 TL kapora istemesi üzerine Akbank Nevşehir Şubesinin 41030 numaralı hesabına parayı gönderen katılana sonrasında aracı satmaktan vazgeçtiğini söyleyen sanığın parayı da iade etmediği bu suretle TCK'nın 158/1-g kapsamında kalan nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan olayda sanığın eyleminin, TCK'nın 158/1-f maddesindeki nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiş,” demek suretiyle, failin internet sitesinde verdiği ilan ile mağdurdan hileli bir şekilde para alma eyleminin bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna hükmetmiştir.