ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Mağdurenin çelişkili soyut anlatımları reşit olmayanla cinsel ilişki suçu açısından hüküm kurmak için yeterli değildir.

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 6.10.2004 tarih ve 2004/5131 E. ve 2004/6379 K. sayılı kararı ile “Olay tarihinde 16 yaşını bitirmediği anlaşılan mağdurenin öz dayısı sanık tarafından zorla ırzına geçildiği ileri sürülmesine karşın, mağdurenin bu durumu olay sonrası ailesinden gizlediği gibi sanıkla görüşmeye de devam ettiği ve bir müddet sonra rızasıyla sanıkla Denizli'ye kaçtığı anlaşılmış; ailesi tarafından evden kaçtığının emniyete bildirilmesi üzerine de tek başına Ardahan'a dönen mağdurenin ilk defa bu aşamada zorla ırza geçme olayından söz ettiği, bununla birlikte eylemin zora dair bölümüne ilişkin açıklamalarında, önce korkudan bayıldığında, aşamalarda ise başını çarpması veya meyve suyunu içmesi sonucu bilincini yitirdiğinde eylemin gerçekleşmiş olduğu şeklinde, değişen ve tutarsız anlatımlarda bulunduğu görülmüş olup, bu hususun mağdurenin kendisini çevresine mazur gösterme düşüncesinin sonucu olduğu kanaatine varılmış ve bu suretle mağdurenin hayatın olağan akışına uygun düşmeyen soyut anlatımları dışında cinsel ilişkinin zorla yapıldığı hususunda başkaca kanıt elde edilemediği gözetilerek sanığın reşit olmayan mağdureyle rızasıyla cinsi münasebette bulunmaktan TCK.nun 416/3. maddesi yerine, aynı yasanın 416/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırı...”

“ Mağdurenin aşamalardaki oluşa uygun düşmeyen soyut beyanları, sanık ile mağdure arasında bilgisayar üzerinden yapılmış görüşme dökümleri, sanığın mağdureye yönelik zora dayalı eyleminin bulunmadığına dair savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre, mağdurenin ikinci cinsel ilişkinin rızası dışında zorla gerçekleştiğine dair anlatımını doğrulayacak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, sanığın, mağdurenin rızası ile gerçekleşen her iki eylemi sebebiyle zincirleme şekilde reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan bir kez mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırıdır.“ Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2012/13036 Esas ve 2014/9926 Karar

“Mağdurenin Cumhuriyet Savcılığında alınan 23.12.2010 tarihli beyanında sanık ile üç kez anal yoldan ilişkiye girdiği, 27.12.2010 tarihli beyanında sanıkla bir kez anal yoldan, bir kez de vajinal yoldan ilişkiye girdiği, ikinci ilişkisinde kızlığının bozulduğu, duruşmada ise iki kez anal yoldan, en son vajinal yoldan ilişkiye girdiği, kızlığının bu ilişki sırasında bozulduğu şeklindeki aşamalarda çelişki gösteren anlatımları, sanık ile mağdurenin olay sırasında iki ay süre ile yoğun bir şekilde karşılıklı mesajlaştıklarının tespit edilmesi, olayın komşularından aldığı duyum üzerine mağdurenin annesi tarafından soruşturma makamlarına intikal ettirilmesi, sanığın mağdurenin Ahmet isimli şahısla sevişme görüntülerini ailesine göstereceği yönündeki tehditin, nitelikli cinsel istismar eylemlerinden daha ağır sonuç doğuracak nitelikte olmaması, sanıktan bu görüntülerin ele geçirilememesi, sanığın aşamalardaki inkara dayalı savunması ile mağdurenin sanıkla olan ilişkisinin komşuları ve annesi tarafından öğrenilmesi sonucu durumu çevresine mazur gösterme düşüncesi ile eylemin zorla gerçekleştirildiğini beyan etme ihtimali karşısında, suç tarihinde sanığın mağdurenin rızası dışında, elinde Ahmet ile mağdurenin sevişme görüntüleri bulunup, bu görüntüleri başkalarına göstereceği tehdidiyle zora dayalı cinsel eylemde bulunduğuna ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediğine dair, mağdurenin itibar edilemeyen çelişkili iddiaları dışında, savunmanın aksine, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, sanığın eyleminin TCK.nın 104/1. maddesinde öngörülen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu ve bu suçtan mahkûmiyeti ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraati yerine, her iki suçtan yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır.” Yargıtay 5. CD. 27.03.2006 Tarih ve 2006/31 Esas ve 2006/2355 Sayılı Karar ,2006/9874 Esas ve 2006/8837 Karar , Yargıtay 14. Ceza Dairesi 30.09.2013 tarih ve 2013/4129 Esas ve 2013/9816 Karar sayılı karar