ONLİNE ÖDEME YAPMAK İÇİN TIKLAYIN

Zararı Gidermek İsteyen Sanığa Yeterli Süre Verilmemesi Bozma Nedendir.

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2024/9032 E. 2024/14159 K. 

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2024/796 E. 2024/2182 K.

Zararı Gidermek İsteyen Sanığa Yeterli Süre Verilmemesi Bozma Nedendir.

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2024/9032 E. 2024/14159 K. 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.05.2024 tarihli ve KYB-2024/55989 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

"Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 23/02/2021 tarihli ve 2020/9634 esas, 2021/3097 karar sayılı ilâmında yer alan, "...Sanığın, 30.02.2019 tarihli duruşmada müştekinin zararını karşılamak istediğini beyan etmesi karşısında; mahkemece, aynı celse mahkumiyetine karar verilerek, sanığa zararı gidermesi için makul bir süre ve imkan verilmeden hakkında 5237 sayılı TCK'nın 168/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması nedeni ile anılan hususa yönelik kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüş olduğundan kabulü..5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca bozulmasına..." şeklindeki açıklamalar ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Etkin Pişmanlık" başlıklı 168. maddesinde yer alan, " (1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (Mülga ibare :02/07/2012-6352 S.K./84.md.) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir...(4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
Dosya kapsamına göre, sanığın 01/03/2019 tarihli celsede alınan savunmasında, oluşan zararı gidermek istediğini açıkça beyan ederek etkin pişmanlık iradesini ortaya koyduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin değerlendirilmesi bakımından sanığa uygun süre verilerek, gerekirse mahkemece ödeme yeri belirlenip suçtan hasıl olan zararı ödeme imkanı tanınarak sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 168. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Etkin Pişmanlık" başlıklı 168. maddesinde yer alan, " (1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (Mülga ibare :02/07/2012-6352 S.K./84.md.) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir...(4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
Dosya kapsamına göre, hükümlünün 01.03.2019 tarihli celsede alınan savunmasında, oluşan zararı gidermek istediğini açıkça beyan ederek etkin pişmanlık iradesini ortaya koyduğunun anlaşılması karşısında, (tek celsede yargılamanın bittiği de dikkate alınarak) hükümlü hakkında 5237 sayılı Kanun'un 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin değerlendirilmesi bakımından hükümlüye uygun süre verilerek, gerekirse mahkemece ödeme yeri belirlenip suçtan hasıl olan zararı ödeme imkanı tanınarak sonucuna göre hükümlü hakkında 5237 sayılı Kanun'un 168. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan, yazılı şekilde karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE, Bursa 22. Asliye Ceza Mahkemesinin, 01.03.2019 tarihli ve 2019/86 Esas, 2019/225 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309/3. maddesi gereği KANUN YARARINA BOZULMASINA, 5271 sayılı Kanun’un 309/4. maddesinin (b) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2024/796 E. 2024/2182 K.

K A N U N Y A R A R I N A

B O Z M A

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

SAYISI : 2020/53 E., 2020/170 K.

SUÇ : Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık

İNCELEME KONUSU

KARAR : Mahkûmiyet

KANUN YARARINA

BOZMA YOLUNA

BAŞVURAN: Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: İlgili kararın kanun yararına bozulması

Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.10.2020 tarihli ve 2020/53 Esas, 2020/170 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında bilişim sistemlerinin banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ve son cümlesi, 62, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 3 yıl 4 ay hapis ve 740,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün, istinaf edilmeksizin 03.11.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 02.01.2024 tarihli ve 2023/25114 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 29.01.2024 tarihli ve KYB-2024/4788 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 29.01.2024 tarihli ve KYB-2024/4788 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

"Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 23/02/2021 tarihli ve 2020/9634 esas, 2021/3097 karar sayılı ilâmında yer alan, "...Sanığın, 30.02.2019 tarihli duruşmada müştekinin zararını karşılamak istediğini beyan etmesi karşısında; mahkemece, aynı celse mahkumiyetine karar verilerek, sanığa zararı gidermesi için makul bir süre ve imkan verilmeden hakkında 5237 sayılı TCK'nın 168/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması nedeni ile anılan hususa yönelik kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüş olduğundan kabulü..5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca bozulmasına..." şeklindeki açıklamalar ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Etkin Pişmanlık" başlıklı 168. maddesinde yer alan, " (1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (Mülga ibare :02/07/2012-6352 S.K./84.md.) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir...(4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır."

şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,

Dosya kapsamına göre, sanığın 25/09/2020 tarihli talimatla alınan savunmasında oluşan zararı gidermek istediğini açıkça beyan ederek etkin pişmanlık iradesini ortaya koyduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin değerlendirilmesi bakımından sanığa uygun süre verilerek, gerekirse mahkemece ödeme yeri belirlenip suçtan hasıl olan zararı ödeme imkanı tanınarak sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 168. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir."

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

5237 sayılı Kanun’un nitelikli dolandırıcılık başlıklı 158 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun cezası, dört yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası olarak belirlenmiş, adli para cezasının miktarının suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı belirtilmiştir.

5237 sayılı Kanun’un 168 inci maddesinin birinci fıkrasında "Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir", aynı maddenin ikinci fıkrasında ise; "Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir." denilmektedir.

Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; sanığın, 25.09.2020 tarihinde alınan savunmasında, katılanın maddi zararını gidermek istediğini beyan etmesi karşısında; katılanın uğradığı zararın giderilmesi için sanığa makul bir süre ve imkân verilerek, gerekirse Mahkemece ödeme yeri belirlenip suçtan meydana gelen zararı tazmin imkanı tanındıktan sonra, sonucuna göre 5237 sayılı Kanun’un 168 inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi Kanun'a aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

III. KARAR

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN KABULÜNE,

Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.10.2020 tarihli ve 2020/53 Esas, 2020/170 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Sanık hakkındaki İNFAZIN DURDURULMASINA, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse derhal TAHLİYESİNE,

5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

02.2024 tarihinde karar verildi.