Kleptomani, hukuk literatüründe hırsızlık suçuna özgü bir akıl hastalığı olarak kabul edilmektedir. Bu anlamda, kleptomani olan bir failin hırsızlık eylemi gerçekleştirmesi halinde TCK'nın 32'nci maddesi hakkında uygulanacaktır.
“Sağlık Kurulu Raporunda, sevk edilen hastaya “kleptomani” hastalığı teşhisi konularak, TCK’nın 32/2’nci fıkrasına göre işlediği fiil ile ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azaldığının belirtilmesi karşısında, sanığın İstanbul Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesine gönderilerek, suç tarihinde cezai ehliyetini kısmen veya tamamen etkileyecek bir rahatsızlığının bulunup bulunmadığı belirlenmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı biçimde hüküm kurulması’’ YARG. 6. CD. 2011/4768 E. 2013/21294 K.
‘’Sanığın savunmasında kleptomani rahatsızlığı nedeniyle çaldığını beyan etmesi karşısında; sanığın TCK'nın 32’nci maddesi gereğince "Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı" hususunda rapor alınmasından sonra, sonucuna göre sanığın hukuksal durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması’’ YARG. 13. CD. 2016/5971 E. 2018/2049 K.
‘’Sanığın aşamalarda kleptomani hastalığı tedavisi gördüğünü beyan etmesi karşısında, sanığın TCK'nın 32.maddesi kapsamında suç tarihinde cezai sorumluluğunu kısmen veya tamamen ortadan kaldıracak bir akıl hastalığının olup olmadığı ve ceza ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususlarında sağlık kurulundan rapor aldırılarak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması’’ YARG. 2.CD. 2014/4050 E. 2015/5305 K.